Söyleyecek sözlerim gittikçe azaldı sana. Edecek dualarımdan daha çok sözler. Hani
konuşurdum ya sabahlara kadar. Ben anlatırdım sen duyardın ya. İçimdeki
rüzgarların kaybolduklarını işittin ya benden önce. Ben bilemedim sırrını,
çözemedim. Özür dilerim.
Kalbi olmayanın hiçbir şeyi yoktu ya hani. Kalbimi delen
cümleler teker teker silindi hayatımdan. Ya da sırra merakım.
Neydi böylesine peşkeş çektiren ruhumu ? Serkeş gezerken
sokaklarda.
Bana açtığın o kapıdan girdim de yürüyemedim Allah’ım. Yol yol
dedim de dilime pelesenk olan gönlüme olamadı. Bilemedim kapıdan her girenin
gönülde hancı olduğunu.
Çözemedim özür dilerim. Samimiyetsizlik karşısında su görmüş
kuduz köpekler gibi ciyaklarken samimiyetsizlik içinde boğulmaktan geçemedim
Allahım.
Eremedim sırra.
Sana yürüdüm sandım da yolumu çıkmazlara sürüklediğimi
sezemedim.
Yalnızlıktan ölesiye korkarken yalnız olmadığımı göremedim.
Edemedim Allahım. En güzel sözlerimi sana edemedim. Ona buna
ettim de sana gelince lallar dolandı dilime.
Göremedim Allahım. Dünyadaki güzelliklerini seyreyledim
durdum da hikmeti bir türlü göremedim.
Özür dilerim.
Seni bile bile üzdüm. Gazabını biraz bildim de bağışlayıcılığını
sezemedim Allahım.
Özür dilerim...