25 Aralık 2013 Çarşamba

Metrobüsümden İnsan Manzaraları

Hayatın fragmanını sunar metrobüs bize. Hayatınız boyunca karşılaşabileceğiniz insanların minik bir tanıtımıdır. Ve işine, okuluna metrobüsle gidip gelen insanla adana kebap yiyen, arabesk müzik dinleyen, köşe başlarındaki ucuz çaycıları bilen insan yurdum insanıdır, güzel insandır. Ama en önemli kıstas metrobüstür burada. Metrobüse binmişse o tutacaklardan tutmaya gerek kalmadan sağ tarafına şişman teyzenin poposunu, sol yanına öğrencinin sırt çantasını, önüne ve arkasına genç kızların sırtını tampon yapmışsa biri hayatın tam da içindedir. ( Etrafta her zaman o kadar da zararsız insanlar bulunmaz ideal üzerinden yola çıkılmıştır. Maksat okuyucuyu kalabalığa alıştırıp fortcuları sona bırakmaktır.)

Metrobüs yoldaşlarımıza gelsin bu yazımız.

1.       Kümede bıyıklı 1,70 ve üstü boyda ceket, kumaş pantolon ve kunduralı büyüklerim var. Bütün sapık, cinsel kimliğinde sıkıntı çeken “Kız erkek fark etmez abi!” diyen nefes almaktan başka insan özelliği göstermeyen insanımsılara karşı baş savunucularımızdır. “Bacım sen şöyle geç.” diye her yolculukta büyük tehlikelerden korur sizi. Ben tutunmasam da olur “Kardeş sen gel şurdan tutun.” diye bence dünyanın en büyük centilmenliğini göstermektedirler. Önümüzdeki koltuk boşalırsa bir bakışla “Geç sen otur şöyle kız başına ayaklarda perişan olma” mimikleriyle “sıkıyorsa oturma” alt metnini verir abim. Güzel yurdumun öyle abilere ihtiyacı vardır. Soyu tükenmemesi için dua ettiklerimizdendir.  

2.       Kümede nerde bir kız görsem de yanaşsam çaktırmadan diyen halk arasında “fortcu” takma adını kullanan göründükleri yerde “ayyy sapık” şeklinde ithamlarla karşılanan canım ülkemin sapkın karakterleri vardır. Onlar en tehlikeliler olarak görülse de bir dirsek hareketi ve ters bakışlarla etkisiz hale getirilebilecek kadar yorgun çıkarlar ringe.  Aldıkları tepkilerden sonra muhtemel “Abi bugün de dayak yemeden 10 kişiye yanaştım.” Şeklinde başarı öyküleri anlatmaktadırlar. 1.kümedeki delikanlı helal süt emmiş ağabeylerimizin zaman zaman kibarca(!) uyarılarına maruz kalsalar da yaptıkları işin sonuna kadar arkasında olup nedense uyarıları hep inmeden bir durak öncesinde alırlar ve tepki gördükleri an “Kaptan müsait yerde hoop!” efektini kullanamayacakları için adım adım orta kapıya doğru ilerlerler.

3.       Kümede zor aşkın sahipleri bulunur. Bunları metrobüs abisi olarak değil metrobüs çifti olarak değerlendirmekte fayda vardır zira tek vücut halinde hareket ederler, tek tutacaktan tutunurlar ve birbirlerinden başka kimseyle muhatap olmazlar. Bu çiftimiz zengin kız fakir oğlan klişesinin esas kızı ve esas oğlanıdır kafalarda (en azından benim kafamda). Kız daha önce toplu taşıma kullanmadığı ve halka karışmadığı için fakir ama gururlu abimiz “O bana Allah’ın emaneti ulan!” felsefesiyle zengin ablamızı gelebilecek bütün fort ve benzeri tehlikelere karşı kollarını çemberi andırır vaziyete getirerek emniyet şeridine alır ablamızı. Arada bu kız benim akıllı olun mesajı mı abi ben öpüyorum siz de öpün mantığıyla mıdır bilinmez narin buseler kondurur sevdiceğinin yanağına. Genç çiftimizin nikah şahidi olarak tüm metrobüs seve seve gönüllü olurken en mutlu günlerinde o güruhu aralarında görmekten hiçte memnuniyet ve onur duymazlar düşünülenin aksine.

4.       Kümede ellerinde evrak çantalarıyla seyahat eden abi ve ablalarımız vardır ki onlar iki duraklık misafirlerimizdir. Bizimle ve etrafta olanlarla hiçbir ilgileri yoktur.

5.       Küme meraklı komşu Ayşe Teyzenin yetiştirdiği güzel insanlardır. Sürekli bir merak içinde gezinen komşu Ayşe Teyze evlatları elinizdeki telefon, kitap, ders notu şeklinde devam eden listenin ne olduğunu önemsemeden özel alanınıza müdahaleden çekinmezler. Onlar için yol uzun, metrobüs sıkıcıdır. Ömrü hayatında kitap okumamış bile olsa elinizdeki dünya klasiğini merak içinde sizinle beraber okuyup bununla yetinmeyip sayfa değiştirmediğiniz zamanlarda “E hadi diğer sayfaya geç.” bakışını atmakta hiçbir mahsur görmezler. Ülkemizdeki %4 olan kitap okuma oranının meraklı teyze evlatlarının da değerlendirilmeye alınması için  TÜİK’e gönderdiğimiz ısrar mektuplarına aldığımız olumsuz yanıtlardan dolayı % 96 arasında kaybolup gitmelerine seyirci olduğumuz gruptur. 


Bir hatırlatma; bundan sonra İncirli- Zincirlikuyu arasında sürekli sizi dikizleyen biriyle karşılaşırsanız temkinli olun. Belki de bir yazının baş rolü oluyorsunuzdur ? 


2 Aralık 2013 Pazartesi

Yastıkları ıslatan şiirler, geceye emanet eder çocukları

Bir şiir düşüyor geceye
Bir şiir üşütüyor yatağımı

Bir şiir yastığıma


"Günahları için ağlayan kim varsa 
Kanatlarıyla okşar onu melekler


Boğulmaktan hıçkırıyorum
Hıçkırmaktan boğuluyorum gece
Kalbini kalbime akıtıyorum doktor
Kalbimi dua eden ellerine bırakıyorum

..Bilmez misin,atından ayrı düşen bir vezir 
Zehir gibi çoğaltır kanında yalnızlığı


..Hoşgeldiniz.Buyrun.İşte kalbim. 
Adımı unuttuğum zamanlarda RUKNETTİN'im 
Gövdesi ihlal edilmiş bir yetimim. 
Şu kapıdan buyurun, az ilerisi kalbim. 

Benim kalbim bir ıslahevidir doktor. 
Yetim bir çocuk durmadan azarlanır içinde 
Benim kalbim gövdesi ıslahevlerine çakılı bir kuştur 
Uçmayı bilmeden ölür kenar otellerde 
Kalbim ıslah olmaz bir kuştur doktor 
Tıkanır,ölür metropollerde.


..Ve bir aşkı ayrılığa                                 
Yakıştırabilir misiniz doktor."




Varlığına şükür ve dua ile.


02.12.2013
02:05