Beni tanıyanlar bilirler teknoloji konusunda ne kadar
beceriksiz olduğumu. Ama bu bloglar çıktı çıkalı mertlik bozuldu bana kalırsa.
Eskiden kalem tutan güzel eller vardı. Yazının üzerinde dağılan gözyaşlarımız
vardı. Ekranın karşısına değil nefesimizin değdiği kağıda dökerdik içimizi.
Anane gibi konuşmaya başladığım zamanlarda ki bakışlarınızı
fırlattığınızı hisseder gibiyim.
-Çok geri kafalısın Ecem.
Ne yalan söyleyeyim bende zaman zaman öyle hissediyorum. Bundan bir 30 yıl önce
yaşasaydım, gerçekliğin içinde yoğrulsaydım daha güzel olabilir miydi her şey
diye düşündüm de şimdi?
Yok o zaman da böyle özgürce söyleyemezdim her şeyi, vazgeçtim.
En sevdiğim zaman zaman çeliştiğim felseme geri dönmeliyim hemen.
-Carpe diem.
Bu felsefeyi çok sevdiğim bir kitapta okumuştum bundan 4-5
yıl önce. Muhtemelen ben felsefemi söyleyince hepinizin aklına da o geldi.
-Ölü Ozanlar Derneği
Bu bende ki geri kafalılık kalıtımsal olabilir. Annem de
hala der “Ben elime alıp dokunabileceğim fotoğraf istiyorum şurada ki 100lerce
fotoğrafın hiçbir anlamı yok. Kaybolacaklarmış gibi.” diye
O kadar alışmışız ki biz elimizdekilerin yitip gitmesine,
birden bizi terketmesine.
O fotoğraflar kaybolursa anılar hiç yaşanmamış olacak
diye annemin korkusu sanırım.
Hayal kurmayı beceremememden dem vurur arkadaşlarım. Küçük
bir çocukken anneme sorduğum soru gibi.
-Anne mide ağrısı nasıl olur?
-Arkadaşım hayal kurmak nasıl olur bir
hayalini anlatsana bana mesela?
Büyüdüm, mide ağrısını çok merak etmişim demek ki Allah beni
seviyor her sıkıntımda üzüntümde o dayanılmaz ağrıyı dindiremiyorum.
-Allah’ım hayal kurmayı da çok merak ediyorum,
lütfen bu sorunumu da çözer misin?
-Ben şimdi bir hayal kurmayı deneyeyim sen sonra
onu gerçekleştir o mükemmel duyguyu gerçekten çok merak ediyorum. Nolur nolur!
Sadece sevdiğim ve sevildiğimi hissettiğim zaman şımarıklık
yaparım. Zaman zaman benim tek sahibime de yapıyorum o nazlarımı.
-
Ben şimdi dua ediyim, sen de beni çok
üzme nolur hemen kabul et olur mu?
Bazen beni öyle sınavlara tabii tutuyor ki.
-Aman. Allah düşmanıma vermesin.
Sizde yapmışsınızdır zaman zaman annenize, arkadaşınıza, sevgilinize. Sizi sevdiğini bilirsiniz de iyice emin olmak istersiniz ya. Onun gibi.
-Aman. Allah düşmanıma vermesin.
Sizde yapmışsınızdır zaman zaman annenize, arkadaşınıza, sevgilinize. Sizi sevdiğini bilirsiniz de iyice emin olmak istersiniz ya. Onun gibi.
-Ben ölsem çok üzülür müydün anne?
Bir yazı okumuştum çok önceleri. Cenaze töreninizi düşünün diyordu.
Hayat bana cenaze törenimi uzaktan izleme fırsatı vermedi henüz ama daha
küçücük bir çocukken o zamanlar herkesin korktuğu şimdi her 3 kişiden 1 inin
yakalandığı bir hastalıktan son anda paçayı kurtarmıştım. Lösemi olmuş gibi
davrandım. Nazlanmayı sevdiğimi söylemiştim. Sevdiklerime nazlanıp ne kadar
sevdiklerini görünce hemen iyilşiverdim.
-Allah beni
çok seviyor.
Merak etmeyin kan kanseri olmadım. Kan değerlerim sadece çok
yakındı. Teşhisimi koyamadılar sonra da iyileştim hemencik.
Bazen düşünüyorum. Allah benim onu ne kadar sevdiğimi
biliyor. Ama ara sıra beni ağır sınavlara sokuyor. Ben her sınavımdan sonra
beni daha çok sevdiğini biliyorum.
-
İyi ki varsın Allah’ım seni çok
seviyorum.

Çok güzeldir o.
Beceriksiz olduğumu söylemiş miydim? Sonları sevmiyorum ve
beceremiyorum. Yazıma son vermeyi de. O zaman şimdilik sadece ara veriyorum.
Güzel hayalli günleriniz olsun.
02.11.2012
09:50
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder