3 Mayıs 2012 Perşembe

Bir Garip Ecem


Elimde sürekli bir kitapla dolaşmam bir şeyler bildiğim anlamına gelmez. Aslına bakarsanız hiçbir halt bildiğimde yoktur. Yani kitabı elime alırım, okurum, beğenirim. Hepsi bu.
Yapılması gereken çoğu çıkarımları çıkartamıyorum gibi de geliyor zaten. Ya da ovvv bu kitap muhteşemdi hayatımın geri kalanını buna göre yönlendirmeliyim de demedim. Kendimden bir şeyler bulmuşumdur. Yazara hayranlıkla karışık aşık olmuşumdur belki, o kadar.
İzlediğim filmler, gittiğim tiyatro oyunları sadece beni mutlu ettiği için hayatıma girmişlerdir.
Carpe diem! O anımı keyif alarak geçirmişsem gerisi laf-ü güzaftır yani.
Kimseye zarar vermemeye çalışan ancak artık sadece kendisi için hareket etmeye çalışan bir insan olup çıktım uzun zamandır.
Neyse lafı çok fazla uzatmış olmalıyım. Bugün katıldığım bir sergiden bahsetmek istiyordum aslına bakarsanız.
Biraz egoistçe şeylerden bahsetmiş olabilirim. Zaman zaman eleştirdiğim insanlar olmuştur ne çok kendisini anlatıyor diye, laf aramızda hiç de sevmem öyle tipleri. Bazen ben de benzesem de onlara.
-          -Ben şöyle zekiyim aslında
-          -Orada öyle güzel laflar ettim ki herkes bana hayran kaldı.
-          -Bizde para çok gibi vs vs.
Eğer sizde böyle tiplerdenseniz bilin ki sizden de haz etmiyorumdur ama kibarlığımdan katlanıyorumdur.
Bugün katıldığım sergi diyordum. Sergi asmalı mescitteydi. Bilenler bilir.
Mescitin kelime anlamı : Minaresiz küçük camidir.
Ancak Taksim’de ki bizim Anadolu’da yıllardır bilinen mescidimiz; içilip türlü haltların yenildiği, ayyaşların kapısını aşındırdığı, bira kokularından sarhoş olduğunuz bir yere dönüşmüş olan bir “Mescit”tir.
Neyse bugün gördüğüm manzaralar benim dünyamın ufacık minicik olduğuna işaret eden cinstendi.
Topuklu ayakkabım ve ben dünyanın en kötü çiftiyizdir zaten.
Yönetmen Mustafa Altıoklar’ın da katıldığı 1 oda 1 salondan oluşan sergi yönetmenin hobileri arasında sergi yönetme olduğunu da açık etmişti bana elinden düşürmediği kamerasıyla.
Bana göre değilmiş insanların elinde ki şarap kadehleriyle dolaştıkları sergiler bunu anlamış oldum.
Burada her şeyi anlatmaktan vazgeçtim. Diyeceğim o ki ben hiçbir zaman elimde ki kitabın ötesine geçemeyeceğim.

Ecem YILMAZ
03.05.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder