Elimde sürekli bir kitapla dolaşmam bir şeyler bildiğim
anlamına gelmez. Aslına bakarsanız hiçbir halt bildiğimde yoktur. Yani kitabı
elime alırım, okurum, beğenirim. Hepsi bu.
Yapılması gereken çoğu çıkarımları çıkartamıyorum gibi de
geliyor zaten. Ya da ovvv bu kitap muhteşemdi hayatımın geri kalanını buna göre
yönlendirmeliyim de demedim. Kendimden bir şeyler bulmuşumdur. Yazara hayranlıkla
karışık aşık olmuşumdur belki, o kadar.
İzlediğim filmler, gittiğim tiyatro oyunları sadece beni
mutlu ettiği için hayatıma girmişlerdir.
Carpe diem! O anımı keyif alarak geçirmişsem gerisi laf-ü
güzaftır yani.
Kimseye zarar vermemeye çalışan ancak artık sadece kendisi
için hareket etmeye çalışan bir insan olup çıktım uzun
zamandır.
Neyse lafı çok fazla uzatmış olmalıyım. Bugün katıldığım bir
sergiden bahsetmek istiyordum aslına bakarsanız.
Biraz egoistçe şeylerden bahsetmiş olabilirim. Zaman zaman
eleştirdiğim insanlar olmuştur ne çok kendisini anlatıyor diye, laf aramızda
hiç de sevmem öyle tipleri. Bazen ben de benzesem de onlara.
- -Ben şöyle zekiyim aslında
- -Orada öyle güzel laflar ettim ki herkes bana
hayran kaldı.
- -Bizde para çok gibi vs vs.
Eğer sizde böyle tiplerdenseniz bilin ki sizden de haz
etmiyorumdur ama kibarlığımdan katlanıyorumdur.
Bugün katıldığım sergi diyordum. Sergi asmalı mescitteydi. Bilenler
bilir.
Mescitin kelime anlamı : Minaresiz küçük camidir.
Ancak Taksim’de ki bizim Anadolu’da yıllardır bilinen
mescidimiz; içilip türlü haltların yenildiği, ayyaşların
kapısını aşındırdığı, bira kokularından sarhoş olduğunuz bir yere dönüşmüş olan
bir “Mescit”tir.
Neyse bugün gördüğüm manzaralar benim dünyamın ufacık
minicik olduğuna işaret eden cinstendi.
Topuklu ayakkabım ve ben dünyanın en kötü çiftiyizdir zaten.
Yönetmen Mustafa Altıoklar’ın da katıldığı 1 oda 1 salondan
oluşan sergi yönetmenin hobileri arasında sergi yönetme olduğunu da açık
etmişti bana elinden düşürmediği kamerasıyla.
Bana göre değilmiş insanların elinde ki şarap kadehleriyle
dolaştıkları sergiler bunu anlamış oldum.
Burada her şeyi anlatmaktan vazgeçtim. Diyeceğim o ki ben hiçbir
zaman elimde ki kitabın ötesine geçemeyeceğim.
Ecem YILMAZ
03.05.2012